Kocaeli’de Eski Eşini “Adam Olsaydın” Diyerek 15 Yerinden Bıçakladı
Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde, vukuattan bir hafta önce ayrıldığı eski eşini cadde ortasında 15 yerinden bıçaklayan sanığın, mahkemedeki ifadesi ortaya çıktı. İhanete uğradığını ileri süren ve bu sebeple boşandıklarını belirten sanık, eski eşinin kendisine “Adam olsaydın” dediğini, bu cümle üzerine öfkelenerek saldırıyı gerçekleştirdiğini ancak bıçaklama anını anımsamadığını savundu.
1 Şubat tarihinde Şirinköy Mahallesi Halide Edip Adıvar Caddesi’nde meydana geldi. T. Y., yeni ayrıldığı eski eşi T. H. tarafından sokak ortasında farklı bölgelerinden defalarca bıçaklandı. O anlara şahit olan mahalle sakinleri, sopalarla şahsı linç etme girişiminde bulundu. Yaralanan kadın ise yerden kalkarak eski kocasına saldıran vatandaşları uzaklaştırmaya çabaladı ve “O benim çocuklarımın babası” dedi. Olay yerine gelen polis ekipleri, havaya ateş açarak kalabalığın elinden kurtardığı T. H.’yi gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilen T. H., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
İddianamede, tarafların 24 Ocak’ta anlaşmalı olarak boşandıkları, olay neticesinde T. Y.’nin vücudunda 15 bıçak yarası ve kemik kırığı olduğu bilgisine yer verildi.
Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın 2. duruşmasına, “kadına ve boşandığı eşe yönelik kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan yargılanan tutuklu sanık T. H. ve taraf avukatları katıldı. Mağdur Tuba Y. ise duruşmaya gelmedi. T. H.’nin avukatı, sanığın tutukluluk süresinin uzaması için T. Y.’nin bilerek duruşmaya katıldığını savundu. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar karar vererek duruşmayı erteledi.

“Eşimin bana davranışlarından aldatıldığımı hissediyordum”
Öte yandan, sanık T. H.’nin ilk duruşmadaki savunmasına ulaşıldı. Sanık, savunmasında, T. Y. ile birbirlerini sevdiklerini ve kaçarak evlendiklerini ifade ederek, evliliklerinin ise 10 yıl sürdüğünü aktardı. Mutlu bir evliliklerinin olduğunu söyleyen T. H., “Ekonomik şartlardan dolayı son 5 yıldır tır şoförlüğü yapıyorum, pandemi döneminde iflas yaşamıştım, 5 yıldır yurt dışına tır ile gidip geliyorum, çalışıyorum. Son 2 yıldır Kahramanmaraş depremi nedeniyle Gölcük’te ikamet ediyorduk. Bu süreçte ayda 12 kez eve gelebiliyordum. Eşimin bana davranışlarından aldatıldığımı hissediyordum. Bunu da kendisine yurt dışındayken söyledim, ‘Açıkça bana söyleyebilirsin. Seni anlayış ile karşılarım, helalleşip boşanırız’ dedim” diye konuştu.
“Eşimin başkalarına çıplak fotoğraflar attığı ve hatta onlarla ilişkiye girdiğine yönelik mesajlar vardı”
Türkiye’ye geldiğinde T. Y. ile aralarında anlaşmazlık yaşandığını dile getiren T. H., şu iddialarda bulundu:
“T. Y. boşanma davası açtı, devamında aileler devreye girdi barıştık. Barışmamızın ertesi günü iş başvurusu için kendisi CV dolduracaktı bende yardımcı oluyordum. Telefonuna bir mail geldi, benim bilmediğim farklı mail adresleri olduğunu anladım. Eşim tedirgin oldu, gelen maillerini karıştırmaya başladım. Farklı İnstagram hesapları olduğunu gördüm, işin nereye varacağını bilmediğim için ailelerimizi çağırdım. Aileler geldiğinde Instagram hesaplarını açtığımızda başkalarıyla görüştüğünü, onlara çıplak fotoğraflar attığı ve hatta onlarla ilişkiye girdiğine yönelik mesajlar vardı. Beni aldattığına dair delilleri gördük.”
Ailelere artık evli kalamayacağını söylediğini belirten T. H., “Evlenirken kaçarak evlendiğimiz için babası ‘namus sizin’ demişti. Ben de bu sözün üzerine bu şekilde medeni şekilde ayrıldım. Boşanma süreci 1,5 ay kadar sürdü. Protokol imzalamak için İstanbul’a kendi aracımla dahi götürdüm. ‘Ben seni aldatmadım, ispatlayacağım’ diyordu. ‘Madem sen böyle bir şey yapmadın, polislere telefonu götürelim, şikayetçi olalım’ dedim ancak bunu da reddetti. Çocuklarımız için defalarca bir araya geldik, konuştuk, sonrasında ne olacağını konuştuk. Hiçbir şekilde bu süreçte kendisini tehdit etmedim, herhangi bir zarar vermedim. Boşandık, çocukların velayetini bana verdi” şeklinde konuştu.
Sanık T. H., savunmasına şöyle devam etti:
“Olay günü eski eşim çocukları görmek için bana gelecekti. Çocuğum epilepsi hastası, o yüzden ben GPS özellikli kol saati almıştım, gerektiğinde çocuklarımı takip edebilmem için. Oğlum kol saatini bulamayınca bulana kadar çocuğu göndermeyi düşünmedim. Bunun üzerine kızım da bunu annesine haber vermiş. Annesi de bu duruma sinirlenmiş olacak ki bana, ‘Çocukları senden alacağım o zaman, sen göreceksin çocuk nasıl gösterilmiyormuş’ şeklinde sözler söyledi. Bu sırada evin önüne gelmiş miydi hatırlamıyorum. Ben de çocuklar bunları duymasın diye dışarıya çıktım, neden böyle yaptığını sordum, ‘Çocuk hasta GPS cihazı olmazsa çocuğu nasıl takip edeceğiz’ dedim. Tartıştık. ‘Sen yaptıklarından utanmıyorsun bir de beni tehdit ediyorsun. Madem alacaktın mahkeme de neden çocukları verdin?’ dedim. Bu şekilde tartıştık, ‘Ben seni aldatmadım’ diyordu, ‘Hani bana kendini ispatlayacaktın’ dedim, o da bana ‘Adam olsaydın’ dedi. Bu lafın üzerine sinirlendim, o andan sonrasını hatırlamıyorum. Cebimde eşimin bana hediye olarak aldığı cep çakısı vardı. Onu hep yanımda taşırdım, çünkü tornavida ve pense özelliği vardı. O an özel olarak yanıma almamıştım, o an nasıl bıçakladığımı hatırlamıyorum. Olay esnasında bir an kendime geldim. Ellerimdeki kanı görünce elimdeki bıçağı yere attım. Etraftaki insanlar bana saldırdıklarında, ‘Beni bırakın, ona yardım edin, ambulans çağırın’ diye bağırdım. Pişmanım, beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum.”
