Osmanlı’nın kuruluşunu konu alan Devlet Ana sahnede
Devlet Tiyatroları Ankara Devlet Tiyatrosu Müdürlüğünce, usta yazar Kemal Tahir’in 1967’de yayınlanan Osmanlı’nın kurulma sürecini anlattığı “Devlet Ana” eserinden uyarlanan tiyatro oyunu sanatseverlerle buluştu.
Ankara Devlet Tiyatrolarınca sahnelenen, rejisörlüğünü Ayşe Emel Mesci’nin üstlendiği, usta yazar Kemal Tahir’in Devlet Ana romanı tiyatro sahnesinde bu ay dünya prömiyerini yaptı. Devlet Ana oyunun biletleri 1 dakika içinde bitti ve bir rekora imza attı. Ayşe Emel Mesci, oyunun ilk temsilini verdiği Cüneyt Gökçer Sahnesinde, AA muhabirine, romanın oyuna aktarılma süreci ve esere yönelik açıklamada bulundu. Mesci, Devlet Tiyatroları sahnesinden 10 yıl uzak kaldığını ve yeniden eser üretmeye başladığı için mutlu olduğunu söyledi. 1970’lerde Kemal Tahir romanlarındaki Orta Asya kökenli, göçebe toplum düzeninin sıkça tartışıldığını belirten Mesci, “Bütün tarihçilerin, roman yazarlarının, politikacıların üzerinde durduğu romanlardı Kemal Tahir’in Devlet Ana, Kurt Kanunu ve Yorgun Savaşçı eserleri.” dedi. Mesci, eserde Anadolu medeniyetleri üzerine gelen göçlerin kendi kültür mirasını taşıdığını ve şaman kökenli hikaye anlatıcılığının daha sonra semavi semahlara dönüşmesinin sahneye yansıdığını söyledi.“Doğu operası ve Shakespearean bir anlayışla oyunu sahneledik” Seyirci karşısına çıkarak ilk takdiri kazandıklarını belirten Mesci, “73 yaşındayım ve 58 yıldır sanatın içindeyim. Yıllardır Anadolu mitosları, destanları, seyirlik oyunları üzerine uzun zamandır çalışıyordum. Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü ikinci sınıf öğrencileri ile her yıl antik tiyatrolarda bir antik metni çalışıyoruz. Bu kazanımlarımı Devlet Ana’ya yansıttım. Bütün sanatların sentezinden çıkacak bir tiyatro anlayışım olduğu için doğu operası ve Shakespearean bir anlayışla oyunu sahneledik.” dedi. Rejisör Mesci, şunları kaydetti: “Tarihsel romanda hikayelerin kopmamasına önem verdik. 60 kişilik bir ekip oynuyor. Oyunda 27 tablo var ve bu sahneler 1290 ile 1300 yılı arasında geçiyor. Sıçramalı bir tarih akışı var. Bir sahne kös meydanı, diğer sahne Osman Bey’in obasında geçiyor. Bu sıçramalı akışı seyirciye aktarmak için her sahnenin kendi özgün çalışmasını yapmak gerekiyordu. Bunu doğru aktarabilmek için çok büyük mücadele verdim.” “Kemal Tahir oyunu izleseydi ne düşünürdü ve 2024’ten bu romanı nasıl görürdü” diye zaman zaman düşündüğünü ifade eden Mesci, Kemal Tahir’in Devlet Ana’yı yazarken derinlemesine tarih okuyarak araştırma yaptığı dönemle, bugünün eş değer olmadığını söyledi. Ayşe Emel Mesci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Oyunda çok mert insanlarla karşı karşıyayız. Eser, Kuran-ı Kerim’in, Allah’ın son elçisi Hz. Muhammed’in söylediklerinin devamını, aynısını vurguluyor. Yani ‘Toprağın mülkiyeti Allah’ındır. Anadolu’da çok temel bir husus bu ilke. Oyunda kadın-erkek eşitliğini görüyoruz. Kadınların hepsi eşit bir şekilde düşmana karşı savaşıyorlar. Kadınlar aynı zamanda yiğit savaşçılar yetiştiriyor. Kayı boyu ve diğerlerinde ırk, dil ayrımı yok, Kemal Tahir bunu çok güzel işlemiş biz de sahneye yansıtmaya çalıştık. Tasavvufi açıdan bakıldığından insana değer veren ilkelerin olduğu, birbirine destek veren insanların ve çok iyi savaşçıların yetiştiği bir dönem ve iyi bir şekilde sahneye taşıdığımı düşünüyorum.” Bu tarz büyük oyunların Devlet Tiyatroları haricinde yapılamayacağının altını çizen Mesci, DT’nin sorumlukları olduğunu, hem öğretici, eğitici hem de eğlenceli oyunları hakkıyla yapabildiğini söyledi. “Devlet Tiyatroları olmasa bu ülkenin kültürü çok geri gider. Osmanlı’yı da, Cumhuriyeti de yeni ve yabancı yazarları sahneye taşıyorlar. Çok görevi var Devlet Tiyatrosunun. İzleyiciler, 3 saatlerini diziye vereceklerine gelip izlesinler.” diyen Mesci, faydalı ve doğru bir oyun çıkardıklarına inançlarının tam olduğunu kaydetti.
“DEVLET ANA, OSMANLI DEVLETİNİN YÖNETİMİ BİÇİMİNİN SİMGESİ”
Devlet Ana’yı (Bacıbey) canlandıran oyuncu Mehtap Öztepe, Ayşe Emel Mesci’nin yönetmenliğiyle böylesine zor bir oyunun sahnelenmesinden çok mutlu olduklarını söyledi. Öztepe, “Devlet Ana, Osmanlı Devleti’nin yönetimi biçiminin simgesi. Kadının sert karakteri, koruyuculuğu, anaçlığı, kadın olması, yönetim anlayışının göstergesi. Sert bir karakter, koruyucu ama kadın. Kadına saygı duyuluyor.” dedi. Oyunda didaktik bir dil kullanıldığını ve şiirsel bir anlatımın kullanıldığını vurgulayan Öztepe, “Kemal Tahir’in bir eserini oynamak bizim için büyük mutluluk, seyircimizin de seveceğini düşünüyoruz.” dedi. ERTUĞRUL, OSMAN VE ORHAN BEY’İN HİKAYESİ
Osmanlı Devleti’nin ikinci padişahı Osman Bey’i canlandıran Kutay Sungar, kapalı ve yoğun bir prova süreci geçirdiklerini ama prömiyer ile gelen seyirci yorumlarının ekibe mutluluk verdiğini söyledi. Kariyeri boyunca Genç Osman, IV. Murad’ı oynadığını ama Osman Bey karakterini oynamadığını, daha farklı olduğunu belirten Sungar, şunları kaydetti:
“Genç Osman’da Osman’ın hikayesi anlatılıyordu ama Devlet Ana’da sadece Osman Bey değil, bir boyun hikayesi anlatılıyor. Tek bir karakterin, kahramanın hikayesi değil ve dediğiniz gibi edebiyatımızın en önemli romanlarından birisi. Sonradan imparatorluğa dönüşecek ve ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına giden süreci getirecek tarihin ilk kısmını anlatıyoruz. Kemal Tahir’in 650 sayfalık romanın özünü sahneye aktarabildik diye düşünüyorum. Romanda olan ama sahnede olmayan bir şey var mı diye düşünüyorum ama her şeyi anlattık tiyatroyu baz aldığımızda.” “GÖRKEMLİ BİR ROMAN UYARLAMASI” Hikayenin anlatıldığı dönemin bugüne göre daha zor yıllar olduğunu belirten Sungar, oyunun ilk sahnelerinde Osman Bey’in Ertuğrul Bey’in vekili olarak görüldüğünü ve çok büyük bir Ertuğrul Bey karakterinin sahnede yer aldığını söyledi. Oyunun ortalarında önce bey sonra atalarına başkaldıran bir Osman Bey karakterini seyircinin izleyeceğini belirten Sungar, “Görkemli bir roman uyarlaması. Türk Dil Kurumu ödülü almış ve çok hoş bir Türkçesi olan bir roman Devlet Ana. Tarihe kurgusal da olsa objektif yaklaşan ve kültürümüzün, Osmanlı Devletinin kuruluş felsefesini anlatan bir oyun izleyecek seyircimiz. Ankaralı sanatseverleri oyunumuza bekliyoruz.” dedi. Osman Özkan’ın romandan uyarladığı iki perdelik oyunda, dekor tasarımını Murat Gülmez, kostüm tasarımını Gazal Erten, ışık tasarımını Yakup Çıtak üstlendi. Oyunun müziklerini usta müzisyen Tuluyhan Uğurlu’nun yaptığı, dramaturgisi Ali Berktay’a ait olan eser bugün, yarın, 2, 3, 4 Nisan’da Cüneyt Gökçer’de sanatseverlerle buluşacak.